Müziksiz Olmaz

7 Ocak 2015 Çarşamba

Yazmak

Aslında hepimiz farkındayız. Hayatlarımız çok güzel değil... İstediğimiz gibi zaten değil ama azıcık güzelde değil.
Toplumsal defektlerden bahsederek okuyana beyin sulandırmak gibi bir niyetim yok ama kişisel blog yazarı bir psikolog olarak Blog Yazacak kadar dertliyim ben bence.

Çünkü söyleyecek çok sözüm var. Bir sürü yazı yazdım şu altı ay içinde. Ama burada bile paylaşmaktan çekindim. Anlaşılamamak veya yanlış anlaşılmak korkusuyla....

İsyan bayrağı açacak çok cümlem var ve gündelik hayatımızda söz söyleme, istediğim gibi söyleme ve söylediğimin anlaşıldığı bir alana sahip olduğumu pek sanmıyorum... Çünkü gündelik hayat daha çok basma kalıpların konuşulduğu bir yer. Yazmak mı? Yazmak daha derinlikli...
Üstelik yazmak bir tür baş kaldırı. Aynı konuyu başka biri yazmış olsa da, en iyi ben anlatabilirim tesellisi taşır. Gerçek hayatta ihtiyacım olan şey... :)

Gerçek hayatla ilgili bir başka gerçek ise hayat çok da keyifli bir yer değil. Koşturma, stres ve yorgunluk içerikli. Ayrıca başkalarının hayatlarına tanık olmak da çok iç açıcı değil.
Bazen çok mutluyum, bazen daha az mutlu... Ve mutsuz zamanlarımın içinden yazarak bir alan yaratmaya çalışıyorum. Belki de ancak böyle nefes alıyorum öyle zamanlarda.

Evet evet ben ancak yazarak nefes alıyorum. Yazmak ile aramda bir göbek bağı var. Mesela, bu blog yazısını şimdi yazdım ve iyi bir nefes aldığımı hissediyorum.

Yazın bence... İçinizde birikenleri kaleme alın. İlle birileri okusun diye değil.. Yazın. Nefes alın.