Histerik Kişilik ile ilgili yazımdan sonra acayip güzel sorular gelmiş arkadaşlar. Bunları cevaplamam gerektiğini düşündüm. Hepsini özel olarak yanıtladım. Madem bu blogun cici bir okuyucu kitlesi var, onların sordukları sorulara cevap vermek yazarın boynunun borcudur. En dikkate değer soruları buradan da yanıtlamak istedim.
En çok gelen soru; Histrionik Kişilik Bozukluğu olan bireylerin davranışları.
Ama sanırım doğru anlatamamışım ki şu soru ilgimi çektiği için önce buna yanıt vereceğim.
Ama sanırım doğru anlatamamışım ki şu soru ilgimi çektiği için önce buna yanıt vereceğim.
Soru- Histerik ve Histrionik farklı rahatsızlıklar mı?
Cevap- Hayır değil. Aslında ikisi de aynı şey. Histerik belirli bir davranış örüntüsü için kullandığımız kelime. Cinselliği çağrıştırması sebebiyle Histerik yerine Histrionik kullanılıyor. Gavurlar histeron'dan gelen bu kelimenin emolojik olarak rahim organını çağrıştırması sebebiyle Histrionik sözcüğünü tercih ederken Türkçe'de de bunun kabul görmesinin sebebi Histerik kelimesinin "isterik" olarak algılanması ile anlam kaybına yol açması. Histeri, histerik veya Histrionik hepsi aynı şey. Ben önceki yazımın o kısmı ile ilgili yeni bir düzenleme yapmalıyım sanırım.
Soru-Histrionik Kişilik Bozukluğu olan bireylerin davranışları.
Cevap- Özellikle ergenlikten orta yaşa kadar hemen hemen tüm histrionik kişilerde kolayca gözlemlenebilecek davranışlar şunlar;
- Gözükmek, görünmek çabası. (Kıyafetleri, davranışları ile ortaya çıkar çünkü görünümlerine çok önem verirler)
- Beğenilme arzusu
- Sürekli onaylanma gereksinimi
- İlginin üzerilerinde olmasını sağlama girişimleri
- İlgi kaybında açıkça rahatsız olmaları. İlgiyi kaybettikleri anda akla gelmeyecek davranışlar sergileyerek ilgiyi tekrar çekme çabası.
- Çevreleriyle gereksiz yakın ilişki içinde olmak
- Karşı cinsle kurduğu her etkileşimi uygunsuzca cinsel davranışa yansıtması
- Duygularına düşüncelerinden kat kat fazla önem vermesi
- Olayları abartması ve abartırken dramatize etmesi
- Ani duygu değişiklikleri
- Gizlemeyi beceremedikleri yapmacık davranışlar
- Cinsel anlamda fiziksel görüntülerini kullanma (kadınlarda dekolteyi göze sokma, erkeklerde cinsel tecrübelerin sürekli dile getirilmesi olarak ayrıştırılabilir.)
Bir Erkek Okurumun Sorusu - Sevgilim galiba Histrionik kişilik bozukluğu olan biri. Bu ilişkimize zarar verir mi?
Bir Başka Soru - Bu kişiler psikologa başvurmalı mı? Zamanla kendiliğinden düzelir mi?
Her iki soruya cevap- Yukarıda saydığım davranışlara ve bunlara bağlı düşüncelere tahammül edebiliyorsanız yani siz bizzat o kişiyle yaşadığınız ilişkinizden zarar görmüyorsanız size direk "evet zarar verir" demek doğru değil. Bilinmesi gereken gerçek şu ki; bu bir kişilik bozukluğu. Hastalık değil. Bu kişilerle ilişki kuran sevgili, dost, aile bireyi olmak fedakarlık gerektirir. Sürekli dinleyen kişi olmak zorundasınız, sürekli anlayış göstermek zorunda olan tarafsınız. Katlanabiliyorsanız sadece size zarar vermiş olur. Ve şahsen ben bir uzman tarafından psikolojik destek alınmasından yana olsam da zaman içinde kendiliğinden düzeldiği görülür. Olgun yaş seviyelerinde tamamen ortadan kalktığı da olur. Psikolojik destek hem bireysel hem grup olarak alınabilir.
Bu kişilerin kurduğu ilişkiler bezdirici oldukları için, sürekli beklenti içinde oldukları için, abartılı davranışları ve gösteriş budalalıkları yüzünden zayıflamaya mahkumdur arkadaşlar. Çok sık arkadaş değiştirdikleri gibi herkesle kolayca yakın bağ kurma gayretine girerler. Sonları daima yalnızlıktır. Bu kişilerle ilişkilerinizin zarar görüp görmemesi tamamen size kalmış çünkü bu kişiler sizin zarar görüp görmediğinizi önemsemezler.
Soru- Kocam kendine güvensiz biri. Ailesinin ve benim onayım olmadan hiçbir şey yapmıyor. Onaylanma isteği bu rahatsızlığa bir işaret mi?
Cevap- Bu durum bir rahatsızlık değil. Bir bozukluk olarak adlandırılması hastalık olduğu anlamı taşımıyor. Genel olarak birey sürekli onaylanma ihtiyacı duyuyor ve tespitiniz oldukça başarılı. Kendilerine duydukları güvenin gücünü bu onaylanma arzusu ile değil onaylanmış olmaları ile bulurlar. Kendine güvensizlik ve onay istemek bu bozukluğa işaret ediyor.
Bunlar bu kişilerin davranışları ile açığa çıkan semptomlar. Peki düşünceler? Duygular?
Bakın sevgili dostlarım; bu kişilerin iç dünyasında kendileri ile ilgili düşünceleri kimsenin kendisini güzel-yakışıklı-çekici bulmadığı, sürekli hor görüldükleri, çevrelerindeki kişilerin fikirlerine düşüncelerine ihtiyaç duymak gibi olumsuzluklarla doludur.
İnsanları etkilemeye girişme çabaları tamamen var olma savaşıdır. İnsanları etkilemezler ise bir hiç olacaklarını düşünürler. Kendi istek ve arzularını yaşamaya hiç kimse engel olmamalıdır. Yaşama karşı duruşları budur. Oysa başkalarının her türlü ilgisine açlık çeken bu insanlar aslında bu sebeple kendi istek ve arzularını yaşamaya en büyük engeli yine kendileri oluştururlar.
Lacan bu kişiler için "kendi belleklerinde geçmişlerine yer yoktur." der. Doğrudur çünkü kendilerini başkalarında bıraktıkları izlerle tanımlarlar. Kendi dünyalarında başkaları olmadan onlar birer hiçtir bunu unutmamalıyız. İlgi odağı olmak için çevresine hiç olmamış şeylerle ilgili inanılmaz sahtelikler anlatabilirler.
Bilişsel olarak bastırmaya, arkada bırakmaya ve unutmaya çok yatkındırlar. İyi geçindikleri insanlara karşı derinlik duygusu beslemek için bunu kendilerinin istiyor olmasını yeterli görürler. Derin ilişkiler kurmayı kabullendikleri insanlar tarafından kolayca telkin edilebilirler. Duygu, düşünce ve inançları kolayca değişir. Özellikle karşı cinsten yeni tanıdıkları kişilerle çok hızlı bir şekilde samimi olabilirler. Cana yakın bir insan içinde bu söylenebilir fakat histrionik kişiler yapmacık ve samimiyet dozunu kur yapmaya kadar götürebilirler.
Tavır, davranış, görüş ve görünüşleriyle takdir almak onların yaşam kaynağıdır. Yakın oldukları kişinin düşünceleri kendisi için ne kadar olumluysa o kişinin bütün düşünceleri irdelemeksizin doğru kabul edilir. Partnerlerine, yakın arkadaşlarına sürekli kendilerini sevip sevmediklerini sorarlar. Hiç bırakılmayacaklarının teminatının arayışı içindedirler. Çoğu dramatize edilerek sergilenen tüm davranışları kolayca değişebilir. Bu sebeple toplumda hemen yadırganırlar. Bu yadırganmalara tepkileri genelde basma kalıp sözlerdir. Tıpkı narsisist kişiler gibi "bu benim hayatım, onlara ne, onlar öyle dediği için öyle olacak değilim, ben farklıyım bunu kabul etmiyorlar."
Öfke nöbetleri, çocuksu ve şımarık davranışları, gereksiz istekleri, huysuzlukları, anlam verilemeyen surat asmalar... sadece ilgi odağı olmak için.
Özellikle kadın bireylerde kıyafet, aksesuar, makyaj başta olmak üzere alışveriş için hesapsız para harcamalar çok sık görülür. Flörtçü davranışlarda en çok erkek bireylerde görülür. Fakat cinsel güçlerini kullanmak kadın histrioniklere göre bir davranıştır.
Sürekli değişim ararlar. Kendilerini ve isteklerini önde tutan, yapmacık, isteklerine yönelik zorlayıcı tutumları olaylara genel yaklaşım tarzları olduğu için çevreleri tarafından reddedilebilirler. Bu durum histrionikler için depresyon sebebidir (depresyon bir rahatsızlıktır). Süreklilikten hiç haz etmezler, büyük bir hevesle başladıkları işleri yarıda bırakabilirler. İşi bitirmenin gerekliliği ya da sonucun yaratacağı mutluluk, onlar için asla ve asla tekrar istek uyandırıcı bir unsur değildir.
Çakal bir psikolog yelloz blogumu okuyup bana soru sormuş; Psikolojik dalda ele alırsak narsizm ve histerik bozuklukların gruplaştırmasına hiç değinmemişim. Bu gruplama nasıl olurmuş.
Cevap- Siktir lan eşek. Borderline'da gruplama mı olur? Beni deniyor şıllık ya (şaka şaka biz Yellozla birbirimizi böyle seviyoz. O benim kıskanç şıllık arkadaşım)
Psikolojide kabul görmüş düşünce zinciri şu ki;
- Dış uyaranların isteklerine göre düşünmek
- Ayrıntılara ve etkilenme derecesine göre değişen tepkiler vermek
Soru- Erkekler-Kadınlar hangisinde daha çok görülür.
Cevap- Psikolojik destek almaktan yana kompleksleri olmadığı için cevabım "kadınlar".
Çok ciddiyim, erkekler saçma komplekslerinden biri olarak mecbur kalmadıkça psikolojik destek almadıkları için bilemiyorum. Benim bu durumla savaşan bütün danışanlarım kadın. Bu durumda olup kabul etmeyen arkadaşlarımın hepsi de erkek :))
Çok ciddiyim, erkekler saçma komplekslerinden biri olarak mecbur kalmadıkça psikolojik destek almadıkları için bilemiyorum. Benim bu durumla savaşan bütün danışanlarım kadın. Bu durumda olup kabul etmeyen arkadaşlarımın hepsi de erkek :))
Bu ve buna benzer konularda her sorunuzu özel olarak yanıtlamaya, buradan da ortak paylaşmaya devam edeceğim arkadaşlar. Aşağıda ki yayını okuyun derim.
Okuduğunuz için de şimdiden teşekkürler.
Psikoaktif yayınından
Histrionik kişilik bozukluğunun kadınlarda daha çok görülmesinin sebepleri hakkında farklı açıklamalar bulunmaktadır. Ancak en çok öngörülen açıklama, histrioniğin küçük bir çocukken edindiği anne baba örüntüsüdür. Bir histrioniğin prototipi; babalarının üstüne titreyip el üstünde tuttuğu biricik kız çocuklarıdır.Küçük kız esirgenme ve bakımın güçlü bir erkekten sağlandığını,dahası bu kaynaklara erişmenin ‘sevimlilik’ ile mümkün olduğunu öğrenir.Hele bir de babası küçük kızına annesine olduğundan daha fazla ilgi göstererek, anneyle dalga geçiyorsa, Freud’a göre kızların kendilerini anneleriyle yarışta gördükleri bu dönemdeki izlenimleri, diğer tüm kadınların beceriksiz ve bayağı olduğudur.
Babanın dikkatini çekmek için küçükken kullanılan dramatik teşhircilik ve flörtçü davranışlar histrionik rahatsızlığın temelini oluşturmaktadır.
Histrionik kişilik bozukluğu semptomları yaşlandıkça azalma göstermektedir. Bunun ana sebebi olarak rahatsızlığın bir yandan da enerjik olmayı gerektirmesi gösterilebilir.
Histrionik kişilik bozukluğunun toplumda %2 ya da %3 oranında görüldüğü bildirilmektedir.Rahatsızlık bayanlarda daha sık görülmekteyken, her iki cins için de karşılaşma riski aynıdır.
Öncelikle Histrionik kişilik bozukluğu ile birlikte görülebilen ya da benzer taraflar gösteren hastalıkları bilmekte fayda vardır;
Somatizasyon Bozukluğu
Majör Depresyon
Konversiyon Bozukluğu
Kişilik Bozuklukları (Borderline, Narsistik, Antisosyal, Bağımlı Kişilik Bozuklukları)
Tedavi
Histrionik kişilik bozukluğunda temel bilişsel problem, hastanın bastırma savunma mekanızmasını normal insanlardan daha sık kullanarak, geçmişlerini kendileri için daha silik hale getirmeleriydi. Bozukluğun düzeltilmesi için temel adım da hastaların aslında farkında olmadıkları, yalan söyleyerek , olmamış gibi davranarak bastırdıkları asıl düşüncelerinin farkına varmalarını sağlamaktır.
Terapist tarafından duyguların netleştirilmesi, doğru ifade edilmelerinin sağlanması önemlidir. Derinde yatan duyguların keşfi ve bunların hastaya ifade edilmesi üzerinde durulması iyileştirici açıdan terapistin üzerinde durması gereken konulardır. Gerçek duygularının farkında olmamaları, yanlış ya da yalan şeyleri savunmaları için çok doğaldır.
İçgörü sahibi olmamaları histrionik bozukluğun önemli noktalarından birisidir çünkü bu sebeple yaptıklarını doğru ya da yanlış değerlendirmeleri yüksek oranda yanlış olacaktır. İçgörü kazandırmak için izlenecek yol hastaların sevgi ilişkilerini güçlendirmek için de önemli olacaktır.
Kendilerini ifade ettirmeye yönelik temellendirilmesi doğru olan terapilerde terapötik bir yaklaşım izlenmelidir Aslında ilgisizlik karşısında kendilerini çok kötü hissedecek olan histrionikler terapistlerinden destek ve yönlendirme beklemektedirler. Bu durum tedavinin daha çabuk sonuç vermesi açısından oldukça önemlidir.Grup veya bireysel olarak yapılacak olan analitik yönelimli psikoterapilerin de etkili olduğu düşünülmektedir.